29 Nisan 2016 Cuma

BİRLİKTE TÜRK MİLLETİYİZ.28 NİSAN 2016 PERŞEMBE, "DEVLETİMİZİN TEMELLERİNE DOKUNULAMAZ"

BİRLİKTE TÜRK MİLLETİYİZ.28 NİSAN 2016 PERŞEMBE
DEVLETİMİZİN TEMELLERİNE DOKUNULAMAZ!..
Türk Milletiyle meselesi olanlar bilmelidirler ki laiklik devletimizin temel esaslarındandır.
“Birlikte Türk Milletiyiz Hareketi” olarak; TBMM Başkanı İsmail Kahraman'ın, çelişkiler yumağı halindeki "Yeni anayasa ve laikliğe” dair infial yaratan sözlerini şiddetle kınıyor, Türk Milletinin huzuruna atılmış bir bomba olarak görüyoruz.
Kahraman (?) diyor ki: "Anayasa inanca göre tasnif edildiğinde, bu 82 Anayasası da, 61 Anayasası da dindar anayasalardır. Neden? Resmi tatiller, Kurban Bayramı, Ramazan Bayramı'dır. Din dersleri mecburidir ve inanca dayalı bir yapısı vardır. Yani seküler değildir, dindar anayasadır. Laiklik tarifi de ona göre olmalıdır. Laiklik bir kere yeni anayasada olmamalıdır. Tarifi de yok. İsteyen, istediği gibi bunu yorumluyor. Böyle bir şey olmamalıdır. Dindar anayasa meselesinden anayasamızın kaçınmaması lazım.”
Nedense Diyanet İşleri Başkanlığını hatırlamayan Meclis Başkanı hem Anayasalarımız “dindardır, seküler değildir” demekte, hem de “Dindar anayasa meselesinden, [yeni] anayasamızın kaçınmaması lazım” şeklinde konuşmaktadır. Amacı gizleyen bu çelişki masum görülemez.
Yine, “devletin inanca dayalı yapısına göre laikliğin tarifi olmalı, tarif olmadığı için isteyen istediği gibi bunu yorumluyor” şeklinde şikâyet ediliyor. Anayasamızda, laikliğin tarifi yok ama, belirlenen sınırları vardır. (M. 24) Doğru olan da budur. Çünkü inanç sistemlerinin tarifi yapılacak olursa, ortaya, “benim istediğim gibi inanacaksınız” dayatması kaçınılmaz olarak çıkar ki bu, inanç ve özgürlük alanını iyice daraltacağı için tehlikelidir, çatışmaya yol açar. Asıl kaçınılması gereken budur; kabul edilemez.
Meclis Başkanı Kahraman, bir yandan anayasalarımızın “dindar” olduğunu açıklarken öte yandan, “Yeni anayasa”da “Lâdinilik [Din dışılık] ve “Laiklik olmamalı” diyebiliyor. Bu inkârcılıktır.
İsmail Kahraman’ın sorumsuzca ortaya attığı bu görüşler yeni değildir. 2012 yılında başında bulunduğu Birlik Vakfının “Anayasa Teklifi”nde de aynen mevcuttur. Farkı ise, o zaman vatandaş, ama bugün TBMM Başkanı olmasıdır.
Daha da önemlisi; Birlik Vakfı’nın anayasa taslağında, “ana dilde eğitim” yapılması öngörülürken, “Türk Milleti” adı tek bir defa bile geçmemektedir. Milletvekili yemini ise, adı belli olmayan meçhul bir “millet” adına yapılmaktadır.
Ortalığı karıştıran “laiklik” açıklaması ile “Türksüz anayasa” tuzağı birlikte düşünüldüğünde, ne yapılmak istendiği daha iyi anlaşılmıyor mu?
Aslında laiklik yolunda ilk adım, Osmanlı Türk Devletinin dağılmasını önlemek üzere Sultan II. Mahmut döneminde atılmıştır. “Mecelle” dâhil pek çok temel yasa bu anlayışa göre yapılmıştır. Meclis Başkanının anayasamızın değiştirilemez maddelerini hedef alan konuşması, Türkiye Cumhuriyetini kuran Türk Milletiyle meselesi olduğunu göstermektedir.
Sarf edilen sözler “Kişisel görüşlerdir.” denilerek geçiştirilemez. Konuşma, TBMM Başkanı sıfatıyla yapılmıştır. Vatandaşlıkla TBMM Başkanlığı arasındaki farkı bilmediği veya bu farkı ciddiye almadığı düşünülemez. Devletimizin temel bir ilkesine karşı çıkan birinin işgal ettiği, “Devletin 2 Numaralı makamını” derhal boşaltması gerekmektedir.
BİRLİKTE TÜRK MİLLETİYİZ HAREKETİ

27 Nisan 2016 Çarşamba

Ali EMEKLİ, "Türkiye Milliyetçiler Birliği Kalkınma ve Dayanışma Vakfı Başkanı" DEMOKRASİ OYUNU & TÜRK MİLLETİ VE MİLLİYETÇİLİK

DEMOKRASİ OYUNU
Ali EMEKLİ
Türkiye Milliyetçiler Birliği 
Kalkınma ve Dayanışma Vakfı Başkanı
Demokrasi Oyunu. Vatandaş sitem ediyor ‘’Meclise gittim de vekil yüzüme bakmadı’’ diye,
Vekili, kendisinin seçtiğine inanıyor,
Oysa parti başkanının seçtiğine onay verdi haberi yok, seçtiği vekilin tek muhatabı var kendisini listeye yazanlar,senin  yüzüne dahi bakmayan vekili sen  alkışlarken, vekil de kendisini seçilecek yere yazan kişiyi alkışlar, sistem böyle kurulmuş ve sistemden beslenenler de hallerinden memnun.
1934 yılında Türk Kadınına seçme ve seçilme hakkı verilmiş ti, seçim sistemine baktığınızda sanki erkeğin seçme ve seçilme hakkı varmış da, bu hakkı kadınlarımıza da vermişiz gibi her yıl törenler düzenler kutlarız. Büyük sandığımız adamlar çıkar o törenlerde konuşurlar,
konuşurlar da konuştuklarına kendileri de inanmazlar,
Bazılarımız geçmişte kalmışız,
Geçmişte, seçmen vekil için çok önemliydi.
Şimdi ‘’ nasılsa alternatifimiz yok, mecbur seçecekler’’ kafası hakim.
Vekile ulaştığında yüzüne bakmıyorsa, Başbakana ve Cumhurbaşkanına da sen ulaşamıyorsan sistem de hakkı olana hakkını vermiyorsa kendi ülkende yabancısın demektir.
Demokrasi oyununu az çok hepimiz biliriz,
Demokrasi varmış gibi oyun oynama yöntemidir.
Apartman yöneticisi, dernek, oda, spor kulübü başkanlarını ve yöneticilerini  seçerken hepimiz oynarız.
Bu işe oldukça aşinayız.
‘’  Muhalefet kötü’’ gerekçesi ile ‘’ kötünün iyisini tercih ettim’’ mazereti hakim kılınmış ise,
Senin değil,
Ne istediğini bilen bir toplumun hakkıdır’’ Demokrasi’’
Değilse,Milletçe daha çok ‘’Demokrasi’’ oyununu izleriz.
***
TÜRK MİLLETİ 
VE MİLLİYETÇİLİK
Ali EMEKLİ
Türkiye Milliyetçiler Birliği 
Kalkınma ve Dayanışma Vakfı Başkanı
Türk Milleti ‘’TÜRK’’ adı ile tarihte ‘Göktürkler’’ ve ‘’Türkiye Cumhuriyeti’’ adı altında iki devlet kurmuş, diğer kurulan sülale devletlerinde TÜRK unsuru olmuş ama ülke yönetiminde ne yazık ki hiç söz sahibi olmamıştır.
Türkiye Cumhuriyetinde ise ATATÜRK dışında Türk Milliyetçilerine yönetimde fırsat verilmemiş, gerek içte gerekse dışta Türk adının silinmesi, Türk Milliyetçiliğinin etkisizleştirilmesi bir proje kapsamında yürütülmüş üstelik başarılı da olunmuştur.
Bugün bakıldığında Türk Milliyetçiliğini yeniden dizayn etmeye çalışanların Türk ve Türk Milliyetçisi olmadığını çok rahat görürsünüz.Kürt ırkçısı,Arap Milliyetçisi ve ABD dahil gayri Türk,ler Türk Milliyetçiliğini dizayn etme yarışına girmişler,TÜRK milliyetçisiyim diyenler de ne yazık ki onların insafına kendilerini teslim etmişlerdir.
Milliyetçilik, dışarıdan  müdahaleyi reddeder.
Güçsüz,dağınık ve teşkilatsız bir TÜRK toplumu  Türk düşmanlarının en büyük arzu ve hedefleri arasındadır.Ne yazık ki buna çanak tutanlar da Türk Milliyetçisiyim diyenler eliyle yapılmakta,TÜRK,ün iktidarını engelleyip TÜRK düşmanlarına fırsat vermektedirler.
Tabanda ‘’TÜRK BİRLİĞİ’’ özlemi içerisinde olanlara inat yönetim kademesinde Türk Milliyetçilerinin temsilcisiyim diyenlerin ağzından tek kelime ‘TÜRK BİRLİĞİ’’ duymamışınızdır.Oysa,Türk Milliyetçilerinin iktidarına bu ülkenin ve Türk dünyasının çok fazla ihtiyacı var.
Proje sahipleri, TÜRK milletinin en büyük ihtiyacı olan TÜRK birliği ülküsünden uzaklaştırmak ve unutturmak için kendi ideallerine hizmet ettirdiği sahte Milliyetçileri ve menfaat düşkünlerini destekleyip koruyup kollamaktadır.
TÜRK Milliyetçiliği dünya TÜRK,lüğü ile entegre olma,bütünleşme,ortak alfabe, ortak TÜRK tarihi ve ekonomik işbirliği konusunda zaten çalışma içerisindeler. Türk düşmanları belki süreci geciktirebilirler ama engelleme konusunda güçleri yetmeyecektir.Bu sevda bu özlem vardır ve  bu ateş yeni yanmamıştır.
Türk Milliyetçiliği, parti çıkar ve menfaatlerinin arasına sıkışmış insan topluluğundan daha büyük bir kavram ve davadır.
Yörüngesinden sapmayan dün de bugün de ‘’TÜRK BİRLİĞİ’’ diyenlerin sayısı hızla artmaktadır. Proje sahiplerinin de onlara uşaklık edenlerin de oyunu mutlaka bozulacaktır.
Koltuk kavgası yapanları dışarıdan üzülerek izleyen ve asla dahil olmayan çok sayıda  TÜRK Milliyetçisi var,onların sevdası koltuk kavgası edecek  kadar küçük değil.

26 Nisan 2016 Salı

Türkiye Milliyetçiler Birliği Kalkınma ve Dayanışma Vakfı Genel Başkanı Ali Emekli

"MİLLİ BENLİĞİMİZDEN UZAKLAŞTIRILIYORUZ"
Türkiye Milliyetçiler Birliği
Kalkınma ve Dayanışma Vakfı
Genel Başkanı: Ali EMEKLİ
Türkiye Milliyetçiler Birliği Kalkınma ve Dayanışma Vakfı Genel Başkanı Ali Emekli, arkadaşımız Muhammet Erdoğan’a konuştu.
HABER (İktibas) Muhammet Erdoğan
1997’de Konya merkezli kurulan Türkiye Milliyetçiler Birliği Kalkınma ve Dayanışma Vakfı’nın Genel Başkanı Ali Emekli, Vahdet’e açıklamalarda bulundu. 
Şu an vakfın çalışmalarını Ankara’da yürüten Başkan Emekli vakfı kurma amaçlarını, “Türk milliyetçisi gençlerin ülke geleceği için elzem olduğunu, milliyetçi gençlerin sayısının artırılması ve onlara sahip çıkılması gerektiğini düşünerek bu vakfı faaliyete geçirdik” şeklinde anlattı. 
AHLAKİ ÇÖKÜNTÜ 
Türk gençliğinin ve toplumunun en büyük sorununun ahlaki çöküntü olduğunu söyleyen Ali Emekli, “Siyasilerde de var, pazarcısında da var, televizyoncusunda da var, toplumun her kesiminde var. Okullarda ahlak derslerinin arttırılması gerekiyor. Diziler, ailelerimizi maalesef bir ahlaki çöküntü içine soktukları gibi bazı insanlar da toplumda daha önce olan o milli heyecanı, o milli ruhu, birlik ve beraberliğin oluşmasını özellikle etkiliyor. İnsanların milli heyecanını elinden alıp onları ruhsuzlaştırmaya çalışıyorlar. Ben bu tür şeylerin insanları nemelazımcılığa, vurdumduymazlığa sevk ettiğini söz konusu dizilerinde yine aynı şekilde bu tür davranışlara sevk ettiğini düşünüyorum” diye konuştu. 
TEPKİSİZ BİR TOPLUM
Emekli açıklamalarına şu şekilde devam etti: “Akşam 7 tane şehidiniz geliyor sabah bir bakıyorsunuz konunuza komşunuza, arabasına binmiş pikniğe gidiyor. Umurunda değil yani. O hale getirilmiş. O hale getirilen bir toplum yeniden milli bir uyanışla ancak bir araya gelir. Yani topyekun başımıza bir darbe gelecek de öyle mi uyanacağız? Bu sorular geliyor aklımıza. Milli benliğimizden bizi uzaklaştırıyorlar, ruhsuz, tepkisiz bir toplum oluşuyor. Tepkisiz bir toplumun kime ne faydası var. Onu da bilmiyorum.Yarın cepheye düşman geldiği zaman ‘hadi git bakalım’ dendiği zaman gidecek olanlar sadece bir avuç garibanlardır.” (VAHDET <<Ana Sayfa» YAŞAM, 22 Nisan 2016)

19 Nisan 2016 Salı

BİR KAMPANYA HABERİ: "14 MAYIS DEMOKRASİ BAYRAMI OLSUN"

Kampanyanın muhatabı: TBMM ve 12 diğer muhatap daha

14 MAYIS DEMOKRASİ BAYRAMI OLSUN

MUSTAFA NEVRUZ SINACI ANKARA, Türkiye
14 MAYIS “DEMOKRASİ BAYRAMI” OLSUN
Mustafa Kemal ATATÜRK’ün aramızdan ayrıldığı 10 Kasım 1938 gününü müteakip, çok ani ve umulmayan bir ihtirasla başlayan karşı devrim ile birlikte Türkiye Cumhuriyeti mâkus bir talihe kurban ve yaklaşık 12 yıl sürecek karanlıklara mahkûm edildi. Adına “karşı devrim” denilen mezkür ihanet hareketi ile birlikte, adı olmasa bile kendisi var olan Demokrasi bitti.
Cumhuriyet, adalet, hukuk ve insan hakları sona erdi.
Cumhuriyetin Kurucusu Mustafa Kemâl ATATÜRK, bütün eserleri, hizmetleri ve Türk İnkılâbının (Atatürk İlke ve İnkılâpları) hayattan ve hafızalardan silinmesi için; Karşı devrim muhafızları ve mimarlarınca büyük bir kazıma, karalama, karartma kampanyası; Dikta, sulta, vesayet, zulüm ve işkence dönemi başlatıldı.
11 Kasım 1938'de sökün eden ve anında bütün ülkeyi kaplayan bu kâbus ve kesif karanlığa karşı 12 Haziran 1945’ de: Celâl Bayar ve arkadaşları tarafından "Dörtlü Takrir" verilerek ilk büyük “reddiye ve tasfiye hareketi” başladı.
Dörtlü Takrir’de hükümet ve parti ağır bir surette eleştiriliyor; Demokrasi, Devlet ve halk için bazı kanunlar ve Parti Tüzüğü dâhil demokratik değişiklikler yapılması isteniyordu. Ayrıca, ülkenin ve insanlarımızın içinde bulunduğu duruma işaret edilerek; İktisatta, siyasette, ticarette ve bilumum sosyal hayatta yeni düzenleme; Çağdaş, ileri ve demokratik reformların yapılması mecburiyeti açıkça ortaya konuluyordu.
Böylece Halk Partisi içindeki karşı mücadele bütünüyle ortaya çıktı. Saflar belli oldu ve dikta yanlıları ile sulta karşıtları şekillenmeye başladı. Sonuçta: Dörtlü takrir, büyük bir öfke, şiddet ve kızgınlıkla reddedildi. İşte bu takririn reddi, Tarihi ve kadim Demokrat Partinin “kuruluş gerekçesi” oldu. Dörtlü takriri verenler:
1. Celâl BAYAR, Halk Partisi’nin kurucusu. Atatürk’ün en yakın arkadaşı, sırdaşı ve dostu. Milli Mücadele’nin meşhur GALİB HOCASI. ATATÜRK’ e “SENİ SEVMEK MİLLİ BİR İBADETTİR” diyen efsane kişi.
2. Refik KORALTAN, Atatürk’ün samimi arkadaşı, en sevdiği ve en güvendiği insan. Halk Partisi’nin ileri geleni, beyin takımında yer alan Kurmay’ı.
3. Prof. Fuad KÖPRÜLÜ, Ünlü bir ilim adamı. Halk Partisi’nin kurucu kadrosunda yer alan ve halk tarafından çok sevilen bir Kanaat Önderi. Bizzat Atatürk tarafından Mebus yapılan ender şahsiyetlerden.
4. Adnan MENDERES, Daha 30 yaşında iken Atatürk tarafından keşfedilen, çok sevilen ve takdir edilen; Bizzat Atatürk tarafından Mebus yapılan müstesna bir zat. Atatürk’ün sıkça kendisi hakkında “İleride istifade olunacak ve büyük işler yapacak, Cumhuriyeti imar ve Demokrasiyi inşa edecek” diye övgüler yağdırdığı ve en büyük sevdası olan Demokrasi için bilhassa ümit bağladığı büyük insan.
Akabinde: Hak, hakikat, adalet, hukuk ve DEMOKRASİ istemleri karşısında sarsılan CHP'de kıyametler koptu. Adnan Menderes ve arkadaşları ihraç edildi. Mustafa Kemal ATATÜRK'ün en yakın kader arkadaşı Celâl Bayar istifaya zorlandı. Neticede: 7 Ocak 1946 günü: Tarihi ve kadim "DEMOKRAT PARTİ" kuruldu.
Demokrat Parti Kurucuları: Sabık Başbakanlardan İzmir Mebusu Celâl BAYAR (Genel Başkan) . İçel Mebusu Refik KORALTAN, Aydın Mebusu Adnan MENDERES ve Kars Mebusu Prof. Fuad KÖPRÜLÜ.
Tarihi ve kadim Demokrat Parti önderliğinde Türkiye Cumhuriyetinde: 7 Ocak 1946 tarihi itibarıyla, başta CHP Sultası olmak üzere, dış kaynaklı vesayet Cunta ve Despotizmine karşı büyük bir mücadele başlatıldı. Çok ağır ve zor şartlar altında 4 yıl 3 ay 14 gün süren ve "21 Temmuz 1946 Milletvekili Seçimlerinde "AÇIK OY GİZLİ SAYIM" rezaleti ile çok büyük bir haksızlık ve kalleşliğe maruz kadı. Dahası üst üste gelen darbelere, ihanet ve saldırılara rağmen bu mücadele: 14 Mayıs 1950'de, tarihe “BEYAZ İHTİLÂL” olarak geçen muhteşem bir zaferle sonuçlandı Hak geldi, batıl zail oldu…
Ülkemiz tekrar insan hakları, istikrar, adalet, hak, hukuk ve DEMOKRASİ’ye kavuştu.
Muazzam bir kalkınma ve gelişme hareketi başladı. BM ve NATO normlarına göre, DP’nin 10 yıllık iktidarı boyunca, Türkiye Cumhuriyeti evrensel emsallere nazaran 100 yıla tekabül eden emsalsiz bir kalkınma, dünya çapında gelişme ve büyüme faaliyetine mazhar oldu.
Ve tekrar “karşı devrim” hortladı… 
Bu harikulâde kalkınma, gelişme ve demokratikleşme sürecini sindiremeyen, başta CHP olmak üzere “kıskançlık, kompleks ve hasetle kıvranan” muhalefet:, En son yapılan 1957 seçimlerinde türevleri ile birlikte % 58.83 gibi çok büyük bir ekseriyetle halkın itimat ve teveccühüne mazhar olan Demokrat Parti’nin iktidarı; 27 Mayıs 1960’da hukuk ve ahlâk dışı, gayrimeşru bir kalkışma ile “cebren ve hile ile” gasp edildi.
Bu nedenle ve gerçekte DP halâ iktidarın zımmen sahibidir.
NETİCE VE İSTEK:
Yukarıda kısaca açıklanan, fakat ana unsurları ile arz ve ifade edilen sebep, dayanak ve gerekçelerle:, Her yıl “14 MAYIS” ın DEMOKRASİ BAYRAMI ve içinde bulunduğu haftanın da  “DEMOKRASİ HAFTASI" olarak kutlanması; Türkiye Cumhuriyeti halkı ve Demokrasi Sevdalıları için bir hak; Başta TBMM olmak üzere Sayın Cumhurbaşkanlığı ve Hükümet için; Bu istemi hayata geçirmek de, bir vazifedir diye düşünüyor;
1 Mayıs ve Nevruz'u BAYRAM ilân eden Umur-u Devlet, AKP zihniyeti ile her şeye egemen TBMM'nin; Türk Milleti, Adalet, Hukuk ve Demokrasi için bunu "ivedilikle ve 2016 yılında başlatılmak, kutlanmak, idrak edilmek üzere" mutlaka yapmasını istiyor ve bekliyoruz.

13 Nisan 2016 Çarşamba

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. (Av) Metin Feyzioğlu'nun Demokrat Parti Genel Başkanlığı adaylığı, 27 Mayıs 2016 günü açıklanacakmış!..

VARAN: 3)
FEVZİOĞLU'NUN DP GENEL BAŞKANLIĞI ADAYLIĞI 27 MAYIS'TA AÇIKLANACAK!
(Tarih: 12-NİSAN-2016, ADALET HABER & TÜRKİYE HAVADİS, YEKTA YAKTI)
CİNDORUK DEMOKRATLARA TARİH VERDİ
Milli Merkez'in Başkanı ve Türkiye Büyük Millet Meclisi e. Başkanı Hüsamettin Cindoruk'un bugün iki ziyaretcisi vardı...
Demokrat Parti Bursa e. İl Başkanı Ahmet yıldırım ile Osmangazi e. İlçe Başkanı İsmet Koyuncu...
Bildiğiniz gibi, Demokrat Parti'nin yeniden ayağa kalkması için Bursa'dan taban hareketi başlatıldı, Yalova ve Samsun'da noktalandı...
Samsun'da, beklenilenin üzerinde bier katılımla, Demokrat Parti'nin meşalesi'nin yeniden yakılacağının işaretinin verilmesi üzerine, Milli Merkez'in Başkanı Hüsamettin Cindoruk, daha önceden kendisinden randevu isteyen İsmet Koyuncu ile Ahmet Yıldırım'ı dün akşam apar topar İstanbul'a çağırdı...
CİNDORUK "BAŞKANLIK SİSTEMİ TÜRKİYE'NİN ÇÖKÜŞÜ OLUR"
Cindoruk, Demokrat Parti'nin taban hareketinin önderleri, Ahmet Yıldırım ve İsmet Koyuncu  ile uzun uzun yeni anayasa ile birlikte gündeme gelen başkanlık sisteminin Türkiye'yi karamsarlığa götürceğini, bunun gerçekleşmemesi için mücadele verdiğini söyledi...
Cindoruk, "Şayet anayasa değişir ve başkanlık sistemi gelirse, Türkiye'de hiçbirşey artık eskisi olmaz, benim tek amacım bu, bugünkü koşullarda yeni bir partinin kurulmasının doğru olmadığını düşünüyorum. Mevcut yapının (Demokrat Parti'nin) başına toparlayacak bir lider çıkarırsak, Türkiye'de yeni bir dönemin önünü açarız"dedi...
Cindoruk'un bu sözleri üzerine, geçtiğimiz günlerde gündeme taşıdığım, Cindoruk Fevzioğlu'nu Demokrat Parti'nin başına hazırlıyor yazımdan yola çıkan, İsmet Koyuncu ile Ahmet Yıldırım, Fevzioğlu'nun Demokrat Parti'nin başına geçmesinin doğru olacağını Cindoruk'a söylediler...
CİNDORUK: 
'27 MAYIS'I BEKLEYİN'
27 Mayıs 2016'da 1960 darbesinin 56. yıl dönümü.  Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk darbesi olan, 27 Mayıs'ta, halkın iradesi'ni yok sayan cunta, 27 Mayıs 1960 Darbesinin ardından Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Başbakan Adnan Menderes başta olmak üzere bütün Demokrat Partililer Yassıada'ya sürüldü...
15 Eylül 1961'de biten duruşmaların ardından, Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan Eylül 1961'de idam edildi...
DEMOKRATLAR (?!) 27 MAYIS'TA ANKARA'DA
Türk Demokrasi hayatında kara bir leke olarak yer alan 27 Mayıs'ta, Diyarbakır'da yapacakları toplantının, Ankara'da yapılmasına karar verdiklerini söyleyen, Koyuncu ile Yldırım, a, Cindoruk " Demokrat Parti'nin kökü çok sağlam, tabanı hala dimdik ayakta, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Av. Metin Fevzioğlu'nun sizin de dediğiniz gibi, Demokrat Parti'yi yeniden ayağa kaldıracağına ben de inanıyorum. Bu konu da, Fevzioğlu'nun kararı önemli, 27 Mayıs'ı bekleyelim' dedi...
YILDIRIM VE KOYUNCU ÇALIKOĞLU MEDYA'DA
Ahmet yıldırım ile İsmet Koyuncu, Cindoruk'la yaptıkları bu görüşmenin ardın'dan, Çalıkoğlu Medya Yayın Grubu Başkanı Melek Çalıkoğlu'nu ziyaret ettiler ve Cindoruk'la yapılan görüşmenin çok olumlu geçtiğini söylediler...
Ahmet Yıldırım ziyarette yaptığı konuşma'da, " Türkiye'nin içinde bulunduğu konum ortada, hergün şehitlerimize göz yaşı döküyoruz. İç ve dış siyaset çöktü, Türkiye'nin nereye gittiğini milletimize 1946'da olduğu gibi çıkıp anlatmalıyız. 
Siz bizi, Adalet Partisi çatısı altında toplanmaya çağırdınız da söyledim. Bugün Adalet Partisi diye ortaya çıkan parti bizim Adalet Partimizi temsil etmiyor. Bizim partimiz Demokrat Partidir. Demokrat Parti'nin Genel Başkana ihtiyacı yok, lider'e ihtiyacı var. O lider'de sayın eski Genel başkanımız Cindoruk'unda işaret ettiği gibi sayın Fevzioğlu'dur' dedi...
İsmet Koyuncu, " Samsun'da yaptığımız toplantıda bir kere daha ortaya çıktı ki; Demokrat Parti'nin ayağa kalkmaması için hiç bir sebep yok. Bugün Türk siyasetinin duayeni ve Genel Başkanımız Hüsamettin Cindoruk'un, Türkiye gündemine dair yaptığı açıklamalar bizleri çok karanlık günlerin beklediğini ortaya koyuyor. 
Sayın Cindoruk'un tek amacı ve hedefi yeni anayasanın bu haliyle çıkmamasıdır. Bu konu da çalışmalarına devam ederken, yeniden merkezde güçlü bir tabana sahip olan Demokrat Parti'nin sayın Fevzioğlu'nun liderliğinde ayağa kalkmasıdır. Bu konuda 27 Mayıs'ta net tavır ortaya çıkacağının mesajını verdi bize...
Bizde sayın Cindoruk'un mesajı üzerine, Diyarbakır'da yapacağımız taban hareketi toplantısını, 27 Mayıs'ta tüm Demokratların katılımı ile Anakara'da yapmaya karar verdik' dedi...
Sözün özü şu...
Merkez sağ'da bir partiye ihtiyaç yok. Demokrat Parti var, sadece yapılacak tek şey, Türkiye'de yeniden kırat'ı şaha kaldırmak için Demokratlar olarak doğru bir isimle yani liderle toparlanmaktır...
Sayın Cindoruk, Fevzioğlu'nu, Demokrat Parti'nin başına hazırlıyor diye yaptığım duyuru da böylece, Milli Merkez'in başkanı sayın Cindoruk'un Yıldırım ve Koyuncu'ya yaptığı değerlendirme ile doğrulanmış oldu...
VARAN: 2)
CİNDORUK FEVZİOĞLU'NU DEMOKRAT PARTİ'YE Mİ HAZIRLIYOR?
(Tarih: 09-NİSAN-2016, ADALET HABER & TÜRKİYE HAVADİS, YEKTA YAKTI)
Milli Merkez'in başkanı ve merkezsağ'ın önemli siyasetcilerinden Hüsamettin Cindoruk, bildiğiniz gibi uzun süredir, sağ ve sol'da önemli isimlerin yer aldığı bir kadro ile iktidar'a alternatif bir parti kurmak için çalışmalar yapıyor...
Cindoruk'un 'kirli Anayasa'ya Hayır' adı altında düzenlediği panellere gidenler'e baktığımız da, sol'dan ve sağ'dan önemli isimlerin katıldığını görmekteyiz...
Cindoruk, bu panelerde, yaptığı konuşmalar ile Türkiye'de dışarda ve mecliste muhalefet olmadığının altını çiziyor. Ak Parti'den rahatsız olan milyonların alternatif olmadığı için sesini çıkaramadığını belirtiyor...
Türkiye'nin iç ve dış politika'da yaşadığı tüm olumsuzluklara rağmen, her gün şehitlerin dizi dizi kaldırıldığı bir ortam'da, gündemi kişisel hesapları ile geçiştiren mufaletin yerini alacak bir parti'nin Milli Merkez cephesi tarafından kurulucağını artık sağır sultan bile biliyor...
SAĞ VE SOL METİN FEVZİOĞLU'NA SICAK BAKIYOR
Cindoruk'un başkanı olduğu, Milli Merkez tarafından kurulacak olan partinin lideri, Türkiye Barolar birliği Başkanı Metin Fevzioğlu olduğu bilinen gerçek, milli merkez'in içinde olan sağ ve sol kanat öderleri de, biran önce partinin kurulmasını istiyorlar...
Türk siyasetinin duayeni, Hüsamettin Cindoruk yeni bir parti kurmanın bugünkü ortamda çok güç olduğunun farkında olduğunu söyleyen, kaynağım, " Ak Parti'nin gücü orta, bu güç karşısında yeni bir parti kurulması ve İl ve ilçelerde teşkilatlanması o kadar da kolay değil, Sayın Cindoruk tüm bunları göz önünde bulunduruyor. 
Merkezsağ'da ve sol'da yeni bir yapılanmanın kaçınılmaz olduğu da bir gerçek. Türkiye'nin her tarafında bu konuda bir an önce harekete geçilmesi konusunda da baskılar yapılıyor.
Sayın Cindoruk'a...
Türkiye Barolar birliği Başkanı Av. Metin Fevzioğlu'nun liderliğinde, Demokrat Parti muhalefet boşluğunu doldurur mu?..
Sol ve sağ'ı temsil edenler, Fevzioğlu'nun liderliğinde Demokrat Parti'de bir araya gelirler mi?
Sayın Cindoruk, bu sorularının cevabını almak için sağ ve sol kesimin önemli isimleri ile görüşmeler yapıyor'dedi.
Sizce, Fevzioğlu Demokrat Parti'nin lideri mi olur mu, sağ ve sol'u temsil eden önderler, Demokrat Parti çatısı altında toparlanır mı?..
Soru bu...
Ben size, Çarşamba günü görüştüğüm kişilerin bu konudaki görüşlerini açıklayacağım...
VARAN: 1)
MİLLİ MERKEZ NAKIŞ İŞLER GİBİ PARTİLEŞİYOR
(Tarih: 05-NİSAN-2016, ADALET HABER & TÜRKİYE HAVADİS, YEKTA YAKTI)
Türkiye zor süreçten geçiyor...
Milli Merkez Başkanı ve Türkiye Büyük Millet Meclisi eski Başkanı Hüsamettin Cindoruk'un da, dediği gibi, halkın büyük çoğunluğu haberleri izlemek istemiyor. Şehit haberlerinden dolayı...
Ortalıkta, darbe olacak dedikodularından geçilmiyor. Genel Kurmay'dan açıklama geliyor, 'darbe yapmayacağız'...
Sayın Cindoruk buna da cevap veriyor...
'Bu yaşıma kadar kadar yapacağız' diyeni duymadım"...
Ve ekliyor, 'salon dolu ama yetmez, bu toplantıları daha fazla yaparak, cumhuriyete hep birlikte sahip çıkacağız'...
Doğusu ile Batısı ile, Güney'i ile ve Kuzeyi ile buluşacağız ve kirli anayasa'ya hayır' diyeceğiz"...
Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı Tansel Çölaşan'da kararlı bir şekilde, Anadolu'yu dolaşacaklarını söyledi ve İ, İl, İlçe ilçe dolaşacaklarının altını çizdi...
Milli Merkez Ankara Temsilcisi ve eski Ekonomi Bakanı Ufuk Söylemez ile yaptığım özel röportaj'da, sayın Söylemez , bu kaos ortamında, toparlayıcı, bütünleştirici, sağ-sol ayrımı yapmadan herkesi kucaklayacak bir partiye ihtiyaç olduğunun altını çizdi...
Salonda bulunanlar arasında, CHP'li, Demokrat Partili, MHP'li, Adalet Partili, DSP'li olanları gördüm. Bir kısmı da, Vatan Partisi ile Milli Merkezcilerin yollarını neden ayırdığını sorguluyordu...
Sayın Ufuk Söylemez'e de bunu sornalar vardı. Söylemez'de 'hiç bir siyasi partinin arka bahçesi olmadıklarını ve tek hedeflerinin, Türkiye'de yapılmak istenen kirli anayasayı engellemek' olduğunu söyledi...
Özetle Vatan Partisi ile yollarını ayıranların kendileri olmadığını, onlar bizden ayrıldılar demeye getirdi sözü...
MİLLİ MERKEZ'İN LİDERİ FEVZİOĞLU
Türkiye'de muhalefet olmadığından, iktidara karşı alternatif siyaset üretecek bir liderin olmayışından, zaman zaman yaptığı konuşmalarda sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın da şikayet ettiğini biliyoruz...
Merkez Sağ'da yeniden sahaya inecek bir lider yok...
CHP ise malum, Kemal Kılıçdaroğlu ile dağılma sürecine girdi...
Sayın Cindoruk'unda dediği gibi, meclis dışında ve içinde muhalefet yapacak lider yok...
Demokrat Parti nasıl 27 yıllık CHP iktidarını sonlandırdıysa, Milli Merkez'in içinden çıkacak olan bir partide, Ak Parti iktidarını sonlandıracaktır...
Şişli Kent Merkezi'nde görüştüğüm onlar kişinin de, görüşü biran önce Milli Merkez'in partileşmesiydi...
Salonu hınca hınç dolduranların ortak görüşünün yeni kuracak partinin liderininde Türkiye Barolar Birliği Başkanı Av. Metin Fevzioğlu isminde birleşmesidir...
Soruyor vatandaş...
Daha neyi bekliyorlar...
Ben her zaman sokağın sesine kulak veren biri olarak, gittiğim her yerde, katıldığım her toplantı da, sağcısı, solcusu biran önce Milli Merkez'in partileşerek taşın altına gövdesini koymasını bekliyor...
Türkiye kağıt üzerinde kurulan partiler çöplüğüne döndü. Ortaya adam gibi adam bir liderin çıkmamasından, kimsede ortaya çıkacak yüreğin olmadığı bir dönemdeyiz, diye hiç kimse kararmsarlığa kapılmasın, millet 1946'da olduğu gibi kendi iktidarını sağlayacak bir partiyi, Fevzioğlu'nun liderliği'nde çok kısa bir zaman sonra ortaya çıkaracaktır...

12 Nisan 2016 Salı

TÜSİAD AB Temsilciliği Haftalık Bülteni, BRÜKSEL: 16. Hafta - 11 Nisan 2016

 TÜSİAD AB Temsilciliği Haftalık Bülteni
Avrupa Birliği'nin 200 milyon € ve Avrupa Konseyi'nin 5 milyon € kaynak sağlayacağı Batı Balkanlar ve Türkiye’yi kapsayan Güney Doğu Avrupa İşbirliği Girişimi yürürlüğe konuldu.
AB ve Ukrayna arasındaki Ortaklık Anlaşması'nın Hollanda vatandaşları tarafından oylanmasına katılım %32,2 olarak gerçekleşti; 6 Nisan’daki oylamaya katılan Hollandalıların %61,1'i anlaşmayı reddetti. Anlaşma 1 Ocak 2016'da geçici kabul ile yürürlüğe girmişti.
AB Dış Faaliyetler Dairesi sözcüsünün Ukrayna’nın Donetsk bölgesinde meydana gelen ateşkes ihlallerine ilişkin bir açıklamasında tarafların 2015 yılındaki taahhütlerine uymaları ve gerilimi azaltmaları istendi; AB’nin Ukrayna’nın bağımsızlığı, egemenliği ve toprak bütünlüğünü desteklemeye devam ettiğinin altı çizildi.
Ticaretten Sorumlu AB Komiseri Cecilia Malmström ve Mercosur Dönem Başkanlığı’nı yürütmekte olan Uruguay Dış İşleri Bakanı Rodolfo Nin Novoa, Brüksel’de yaptıkları toplantıda ticaret anlaşması müzakerelerini değerlendirdi; AB ve Mercosur kamu alımları da dahil olmak üzere mal ve hizmet pazarlarında karşılıklı açılımlar sunan tekliflerini Mayıs ayı içerisinde paylaşacak.
Katma değer vergisi sistemini çağdaşlaştırmak üzere oluşturulan eylem planı yürürlüğe konuldu. Plan, e-ticaretin yaygınlaştırılması, vergi dolandırıcılığının önlenmesi ve işletmelerin uyması gereken kuralların sadeleştirilmesi amacıyla AB genelinde tek bir KDV alanının oluşturulması sürecinin de başlangıcı olarak kabul ediliyor.
AB Komisyonu Avrupa Ortak Sığınma Sistemi’nde (CEAS) reform sürecini başlattı.
Akıllı bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanımını sayesinde AB dış sınırlarının entegre yönetimini ve AB iç güvenliğini sağlama hedefiyle hazırlanan bildirge AB Komisyonu tarafından yayımlandı.
Euro Alanı hane halkı tasarrufları 2015 yılının dördüncü döneminde %12,7’ye yükseldi.
Euro Alanı’nda iş dünyasının yatırım oranı 2015 yılının dördüncü döneminde %22,2; kar marjı ise %40’a yükseldi.

6 Nisan 2016 Çarşamba

BBC TÜRKÇE: 50 milyona yakın Türk vatandaşının kimlik bilgileri internete sızdırıldı; Haber doğruysa hükümet tam bir rezillik atalet ve acz içinde demektir!

50 milyona yakın vatandaşın kimlik bilgileri internete sızdırıldı!..
Bilgisayar korsanları tarafından internete yüklenen bir veri tabanının, 50 milyona yakın "Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının" kişisel bilgilerini içerdiği iddia edildi.
Veri tabanında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu ve eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e ait bilgilerin de olduğu öne sürüldü.
Toplamda 49 milyon 611 bin 709 kişiye ait kimlik bilgilerini barındıran veri tabanını inceleyen Amerikan Associated Press (AP) haber ajansı, "Sorguladığımız 10 TC kimlik numarasının 8'i listede doğru detaylarla birlikte yer alıyordu" dedi. AP, internete yüklenen veri tabanını "Bugüne kadarki en büyük kamuya ait bilgi sızıntısı" olarak niteledi. Veri tabanını ele geçiren bilgisayar korsanlarının kullandığı bilgisayarların sunucularının Romanya'da olduğu gözüküyor.
Verilerin yüklendiği internet sitesinin web alanının ise İzlanda'dan alındığı belirlendi.
Veri tabanının yüklendiği internet sitesine konan mesajda "Türkiye'deki geri kalmış ideolojilerin, kayırmacı anlayışın ve giderek yükselen radikal dindarlığın döküntü ve zayıf bir teknoloji altyapısına yol açacağı kimin aklına gelirdi ki?" deniyor. 5 Nisan 2016
[KAYNAK: http://www.bbc.com/turkce/haberler/2016/04/160404_50_milyon_veri_turkiye?]
Veri tabanında yer alan bilgilerse şunlar:
TC kimlik numarası    -     Ad     -     Soyad     -     Anne Adı     -     Baba Adı     Cinsiyet
Doğum Yılı     -     Doğduğu Şehir     -     Nüfus Kayıt Yeri     - Açık Adres

4 Nisan 2016 Pazartesi

KÂBUS YAYILMAKTA, ÇÖKÜŞ SÜRMEKTE!...

KÂBUS YAYILMAKTA, ÇÖKÜŞ SÜRMEKTE!...
104 YILLIK DEV GRUP İFLAS ETTİ!
İflas erteleme başvuruları derken, iflas haberleri peş peşe bomba gibi düşmeye başladı. Geçen hafta 56 yıllık dev Ataç Grubu`nun iflası gündemi sallarken, şimdi de 104 yıllık giyim firması Atalar Giyim iflas etti.
İflas erteleme başvuruları peş peşe geliyor derken, iflâs haberleri gündeme bomba gibi düşmeye başladı. Geçen hafta 56 yıllık dev Ataç Grubu'nun iflası gündemi sallarken, şimdi de 104 yıllık giyim firması Atalar Giyim iflâs etti.
35 MAĞAZASI BULUNUYORDU
Şirket geçen yıl ağustos ayında İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi'ne iflâs erteleme talebinde bulunmuştu. 1912 yılında temeli atılan Atalar Giyim’in Türkiye çapında 35 mağazası vardı.
1 HAFTA ARAYLA 2'İNCİ DEV...
Geçen hafta Antalya 1'inci Asliye Ticaret Mahkemesi, bir dönem Türkiye'nin en büyükleri arasında yer alan ve varlıkları 1 milyar doları aşan Ataç Grubu'nun iflasına karar verdi.
İFLAS ERTELEYEN ERTELEYENE
Öte yandan Bebek ve çocuk ürünleri üretimi firmalarından Aziz Bebe Tekstil Giyim ve Tic. A.Ş., Ankaralı Turyapı İnşaat Taahhüt Ticaret San AŞ. ve Göldağ İnşaat Sanayi şirketi, şekerleme üretimi yapan Gumi Gıda San. Ve Tic. A.Ş, müteahhitlik sektörü firmalarından Tuncay İnşaat Sanayi ve Turizm İşletmeleri A.Ş., Eyüboğlu Gruba bağlı 4 şirket, Ömer Okutan Beton San. ve Ticaret A.Ş. ile Okutan Yapı İnşaat Malzemeleri ve İnşaat Sanayi Ticaret Limited Şirketi ve Gaziantep’de üretim yapan Akteks Akrilik İplik San.ve Tic. A.Ş. de iflâs erteleme istemişti. Şubat ayında ise Aynes Gıda iflâs erteleme istedi.